
Benim iş hayatım, resmi kayıtlara geçmeden çok önce, babamın bakkalında çıraklık yaparak başladı. Ortaokul ve lise yıllarında okuldan çıkar çıkmaz bakkala koşar, bir elimde çay tepsisi, diğer elimde ekmek poşeti, babama yardımcı olurdum. Para kazanmak o zamanlar ikinci plandaydı; önemli olan babama destek olmak ve işin ucundan tutmayı öğrenmekti.

Üniversite yıllarında işler biraz renklendi. Harçlığımı çıkarmak için market kasiyerliği yaptım, bir dönem internet kafe işlettim. Hem ders, hem iş, hem de gençliğin enerjisiyle geçen bu dönemde, hayat bana çok yönlü olmayı öğretti.

Ama asıl ciddi iş hayatım, Adalet Meslek Yüksekokulu’nu bitirdikten sonra başladı. 2000 yılında Ahmet Sert Hukuk Bürosu’nda ilk resmi işime adım attım. Bir süre sonra Aksen Hukuk Bürosu’na geçtim. Sonra askerlik araya girdi. Döndüğümde, bir avukat arkadaşımla büyük bir heyecanla kendi hukuk büromuzu açtık.


Sonrasında Çelebi Holding A.Ş. Hukuk Müşavirliği’nde Hukuk Personeli olarak görev yaptım. Yaklaşık 1,5 – 2 yıl sonra ayrıldım ve TTNET A.Ş. Hukuk Müşavirliği’ne Hukuk Uzmanı olarak geçtim. Burada da 1,5 yıl çalıştıktan sonra daha iyi şartlarla Garanti Emeklilik A.Ş. Hukuk Müşavirliği’ne geçtim.



Garanti Emeklilik’te çalışırken bir yandan da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Enstitü İstanbul İSMEK’te Adli Kalem İşleri dersinde eğitmenlik yapmaya başladım. Gündüzleri ofiste hukuki dosyalarla uğraşırken, akşamları sınıfta öğrencilere ders anlatıyordum. Bu tempo zordu ama öğretmenlik bana bambaşka bir heyecan kattı.
2017 yılında Enstitü İstanbul İSMEK’te Eğitim Merkezi Yöneticiliği sınavı açıldı. “Bir deneyelim bakalım” dedim, girdim ve kazandım. Böylece hem Garanti Emeklilik’ten hem de eğitmenlikten ayrılarak tamamen eğitim merkezi yöneticiliğine odaklandım. O günden beri de eğitim alanında yöneticilik yapmaya devam ediyorum

Bu yıllar içerisinde iş hayatımda yeni bir sayfa daha açıldı: sendikacılık.
Çalıştığım kurumda işçilerin sesi olabilmek için sendikal mücadeleye adım attım. İlk olarak delege seçimlerinde mücadele verdim, sonra şube başkanlığı için aday oldum. Hatta bir dönem, mevcut yönetime karşı farklı adaylarla ittifak kurarak seçimlere girdim. Kazanamadım, ama çok şey öğrendim.
Bu süreç bana şunu gösterdi: “Kaybetmek bazen son değil, geleceğe atılan tohumdur.”
