Eğitim Hayatı bana göre başlangıcı ve bitişi olmayan bir hayat, ama eğitim hayatımız sorulduğunda nedense hep okuduğumuz ya da bitirdiğimiz okulları anlatarak cevap vermeyi seçiyoruz. İnsan anne karnında öğrenmeye başlıyor ve bu öğrenme sonsuza dek devam ediyor. Hal böyle olunca bitmeyen bir yolculuğu yazmak biraz zor, ama kısaca değinmek gerekirse;
Benim zamanımda ilköğretim; ilk okul ve orta okul diye ikiye ayrılıyordu. 1986 yılında henüz altı yaşımda iken köyümün okulunda Trabzon Arsin Yeşilköy Fatih İlkokulunda başladı eğitim hayatım. Birinci sınıf daha bitmemişti ki ailemin aldığı kararla soluğu İstanbul’da aldık. Kağıthane ilçesinin o zaman ki adı ile Sanayi şimdiki adı ile Sultan Selim Mahallesine yerleştik. Burada Profilo Başarı İlk Okuluna kaydım yapıldı ve 2. sınıftan devam ettim. Köyden büyük şehre göç etmiş tabiri caizse sudan çıkmış balık olarak köy okulundan şehir mektebine geçmiş olmanın tesirini atlatamadan bir taşınma daha yaşadık. Bu sefer Kağıthane’den Bahçelievler’e sürükledi bizi rüzgar. Bu da 3. sınıfta bir okul değişikliği daha olarak yansıdı hayatıma. Yeni adres Ali Haydar Günver İlk Okulu’ydu çok şükür 5. sınıfa kadar bu okulda devam edebildim.
Dedim ya benim zamanında ilköğretim 5 + 3 şeklindeydi diye ilk okul bitince artık büyüdük orta okul sıralarına oturma zamanımız geldi. Yeni adresim Bahçelievler Kazım Karabekir Orta Okulu oldu. Bereket orta okulu okul değiştirmeden bitirdim. Tamam kabul ediyorum biraz ite kalka bitirdim ama bitirdim.
Gençlik başımda duman ilk aşkım ilk heyecan, vakit gelmişti artık yaş lise çağı ergenliğin en zirve dönemi. Orta Okulu ite kalka bitirince tabi öyle aman aman liselerin sadece önünden geçebiliyorsun. Sağolsun o dönem babam paraya kıydı, yok özel okula göndermedi araya adam sokup dönemin Bahçelievler’deki en iyi devlet lisesi olan Bahçelievler Lisesine yazdırdı beni. Tahmin edeceğiniz gibi liseyi de ite kalka bitirdim. Ben mezun olduktan sonra okul prestijini düzeltmek için adını değiştirdi, Bahçelievler Cumhuriyet Anadolu Lisesi oldu, düşünün nasıl bir etki bıraktığımı :). Ben lisede nasıl bir etki bıraktım bilmem ama lisenin hayatımda etkisi çoktur…
Okul hayatı ite kalka gidince haliyle araya bir meslek yüksek okulu eklenmeli tabi. Meslek Yüksek okulu dedim diye küçük görmeyin, ben kazandığım dönemde sözel alanda en yüksek puanla öğrenci alan İstanbul Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu’ndan bahsediyorum. Mustafa’yı Mustafa yapan, hayatına şekil veren ekmeğini çıkarmasına vesile olan hayatında çok ama çok önemli yere sahip olan bir okul İstanbul Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu. Burada da şöyle bir not düşmem lazım, Bahçelievler Lisesi’nin ben mezun olduktan sonra ismi değiştirildi ya Adalet Meslek Yüksek Okulu’nun da ben mezun olduktan sonra komple binasını yıkıp yeniden yaptılar. Yandaki görsel yeni hali 🙂
Hayat zor iş hayatı ondan da zor. Varsa yoksa diploma diploma. Dedim neymiş bu diploma nerede satılıyorsa bir tane de ben alayım. İnsan dediğini yaşar derler ya kendimi Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde buldum. Burada da şöyle bir anekdot verebilirim, İktisadın İ sinden okulda da hayatta da anlamadım. Ama acımasız iş dünyasının ısrarla istediği Fakülte Diplomasını almayı başardım.
En başta dedim ya eğitim sonsuza dek bitmez diye, tam da bunu hayata geçirebilmek için bir hedef koydum kendime Hukuk Fakültesinden mezun olup avukat olmak. Bu hedefe 42 yaşına kadar ulaşamamış olmam ulaşamayacağım anlamına gelmez. Ben Kimim bölümünde de belirttiğim gibi “O DİPLOMA BURAYA GELECEK” vesselam…